Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Yargıtay kararı sonrası TBMM Danışma Kurulunu toplamadığı” eleştirisine, “O gün Meclis’i yönetecek olan Bekir Bozdağ. Bekir Bozdağ’ın Meclis’teki diğer partilerin grup başkanları ve grup başkanvekilleriyle bir toplantı yaptığını gördüm ve zaten böyle bir toplantı yapılmasına gerek kalmadı.” karşılığını verdi.
TBMM Genel Kurulunda, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
Bütçe üzerinde söz alan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararını değerlendirirken, söz konusu kararı bir “darbe” olarak niteledi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u aradığını, Danışma Kurulu’nun toplanması ve bu karara tepki verilmesi talebinde bulunduğunu belirten Özel, Kurtulmuş’un ise önce “tamam” dediğini, 3 saat sonra kararından vazgeçtiğini söyledi.
Özel, konuşmasının başka bir bölümünde, Kurtulmuş’un AK Parti Genel Başkanvekilliği döneminde sık sık “Biri genç Türklerden başlayıp bugünkü CHP’ye kadar gelen bir siyasi akım ve onun karşısında her aşamada yüz elli yıldır onlarla karşı karşıya gelmiş ikinci bir siyasi akım var. Türkiye’de 2 ana yol var, biri genç Türklerden CHP’ye giden yoldur, biri de bizim yolumuzdur.” ifadelerini kullandığını hatırlattı.
Özgür Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz bu karşıtlıklar üzerinden bir siyaset örmeye bugün için pratik bir fayda yüklemesek de Numan Bey’in ortaya koyduğu o iki yolun nereden başlayıp nelerle karşılaşıp nereye vardığını da hatırlamak gerekiyor. Örneğin biz Anayasa’yı ve Meclis’i savunan yoluz, diğer yol meşrutiyetin ilanından sonra Meclis’i 33 yıl kapalı tutan yoldur; biz İkinci Meşrutiyet için canını ortaya koyanların yoluyuz, diğer yol Damat Ferit hükümetinin yoludur; biz Sevr’i yırtıp atıp Lozan’ı yapanların yoluyuz, diğer yol Sevr’e imza atanların yoludur. Biri İstanbul fetvasıyla Mustafa Kemal ve arkadaşlarına idam isteyenlerin yoludur; diğeri, Ankara Fetvası’yla Milli Mücadele’yi sahiplenenlerin yoludur. Biri, Milli Mücadele aleyhinde bildiri yayınlayıp İngiliz uçaklarından attıran İskilipli Atıf’ın yoludur; diğeri, Ankara Müftüsü, Milli Mücadele’ye destek olan Rıfat Börekçi’nin yoludur. Biri 6’ncı Filo gelince ona karşı direnen solcu öğrencilerin karşısına dikilenlerin yoludur; bizim yolumuz, 6’ncı Filoyu denize dökenlerin yoludur. Bizim yolumuz, meşrutiyetler ilan eder, meclisler kurar, tek adamın yetkilerini millete, Meclise verir; diğer yol, 16 Nisan, rejime kasteden Anayasa değişikliğiyle bu Meclisin elinden sözlü soruyu, gensoruyu, güvenoyunu alan, Meclisin yetkilerini saraya devreden yoldur.”
Özel’in konuşmasının ardından TBMM Başkanı Kurtulmuş, şahsıyla ilgili ifadelerin kullanıldığını, bu nedenle Meclis İçtüzüğü’nün 64. maddesine göre söz hakkı bulunduğunu belirterek, açıklama yaptı.
Kurtulmuş, söz konusu telefon görüşmesine ilişkin şunları söyledi:
“Sayın Özel telefon etti, doğrudur. Dedi ki ‘bu konuyla ilgili bir Danışma Kurulu toplantısı yapalım.’ O gün Filistin Meclis Başkanı ve heyetini ağırlayacağımızı kendisine söyledim. ‘Eğer vakit bulabilirsek, belki tören bittikten sonra olabilir’ dedim. Ama ne saat üç dedik ne saat beş dedik. O sırada, Bekir Bozdağ burada. O gün Meclis’i yönetecek olan Bekir Bozdağ. Bekir Bozdağ’ın Meclis’teki diğer partilerin grup başkanları ve grup başkanvekilleriyle bir toplantı yaptığını gördüm ve zaten böyle bir toplantı yapılmasına gerek kalmadı. Ali Mahir Başarır Bey ile de telefon ederek durumu paylaştım. Ama bizim maksadımızın dışında, saat verilerek, sanki o gün bir toplantı sözü verilmiş gibi hava oluşturulmaya çalışıldı. Meclis Başkanı olduğum için şimdiye kadar buna cevap vermedim. Bunun böyle bilinmesini arzu ederim.”
“Bu Meclis’te Sevr’i savunan milletvekili olamaz”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Özgür Özel’in diğer değerlendirmelerine ilişkin, şu açıklamayı yaptı:
“Meclis Başkanının tarafsızlığıyla elimi kolumu bağlıyorsunuz. Keşke serbest bir ortamda, istediğiniz her ortamda, Türkiye’de verilen siyasi mücadelenin hangi badirelerden geçerek bu noktaya geldiğini aklı selim şekilde tartışma imkanımız olsa. Ama sözlerinizde şu çağrışımı da asla kabul etmediğimi ifade etmek isterim: Sanki Sevr’i savunanları savunuyormuş gibi ya da Amerikan, İngiliz mandacılarını savunanları savunuyormuş gibi bir haletiruhiye içerisinde olmayın.
Siyasi tarihe ilişkin altı olayın sadece ismini vereceğim. Bu olayın yanında kimler vardı, kimler karşısındaydı bunları araştırmakta herhalde Türk siyasetiyle ilgilenenleredir. Üçü Osmanlı döneminde, üçü Cumhuriyet döneminde oldu.
Bunlardan biri Bab-ı Ali baskınıdır, birisi Feriye baskınıdır, bir diğeri ise Abdulhamid Han’ın hallidir. Bu üç olayın arkasında kim var, yanında kimler var bunları araştırın.
Cumhuriyet tarihinde de üç mesele var. 1960 darbesi, 28 Şubat darbesi ve 27 Nisan Muhtırası var. Bunların yanında da kim var, karşısında kimler var?”
Kurtulmuş, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın, açıklama yapmasına ilişkin itirazlarına karşılık, “Benim söylediklerim açıktır. Yoksa bu Meclisten ne İngiliz mandasını ne ABD mandasını savunan ne Sevr’i savunan bir milletvekili olmaz, olamaz, olmamalıdır.” dedi.